Bu yazının içeriği
Her çocuk farklı formlarda terkedilme tecrübesi yaşar. Çocuğun bu olayları yorumlayışında ve vereceği tepkilerde farklılıklar vardır. Yukarıda ifade edildiği gibi, efendi erkek olmak birçok mümkün tepkiden sadece biridir.
Ben efendi erkeklerin her zaman var olduğundan şüphe duymuyorum. Hiçbir zaman ortada annelerinin oğluşları ve kılıbık kocaların kıtlığının olmayacağına eminim. Pek çok küçük erkek çocuğunun barışçıl, cömert mizaçlarla doğup, barışçıl, cömert erkekler olmak için büyütüldüklerine inanıyorum. Ama sayısız erkekle çalışarak geçirdiğim yıllardan sonra, sosyal dinamiklerdeki son elli yıllık kombinasyonlar tarihte benzeri görülmemiş bir efendi adam bolluğu yaşatıyor.
Efendi erkek sendromunu doğru bir şekilde anlamak ikinci dünya savaşı ile başlayan süreçteki sosyal değişiklikleri de hesaba katmalıyız. Bu sosyal dinamikler şunları içerir:
Bu olaylar birleşerek bu çağda Amerikan erkeklerinin büyümesinde büyük bir etki yaptı. Bu sosyal değişimler bebek patlamasındaki efendi erkek fenomeninde üç büyük dinamik yarattı.
Erkekler babalarından ve diğer rol modellerinden ayrıldı. Bunun sonucu olarak erkekler genel olarak diğer erkeklerden koptu ve erkeğin ne olması gerektiğiyle ilgili kafaları karıştı.
Erkekler kadınlar tarafından yetiştirilmeye bırakıldı. Erkek çocukların erkeğe dönüşmeleri işi annelere bırakıldı ve okul sistemi kadınlar tarafından domine edildi. Bunun sonucu olarak erkeklik kadınlar tarafından tanımlandı ve kadın onayına bağımlı oldular.
Radikal feminizm erkeklerin kötü ve gereksiz olduğunu ima etti. Radikal feminizmin verdiği bu mesaj, erkekleri eğer sevilecek ve ihtiyaçları karşılanacaksa kadınların olmalarını istediği şekilde olmaları gerektiğine inandırdı. Bu çoğu erkek için “kötü” erkek olarak etiketlenmelerine neden olacak davranışları saklamaları anlamına geliyordu.
Yirminci yüzyılın son yarısındaki sosyal dinamik değişimlerine kısa genel bakış bize nasılda bolca efendi erkek hasadı yapmamıza neden olduğunu gösterecek.
Üretim toplumdaki değişim ve savaş sonrası şehir göçü babalarını çocuklarından ayırmıştır. U.S. nüfus sayımına göre, 1910’da ailelerin 3’te 1’i çiftliklerde yaşıyordu. 1940’lara gelindiğinde bu sayı 5’te 1’e düştü. 1970’lere gelindiğinde ailelerin %96’sı şehir bölgelerinde yaşıyordu.
Tarım toplumunda, çocuklar babalarıyla sahada çalışarak bağlantı kuruyordu. Bu sıklıkla dede, amcalar ve kuzenlerle de bağlantı kurmak demekti. Diğer erkeklerle kurulan günlük bağlantılar erkekler için rol modeli demektir. Erkekler erkek olmayı babalarını izleyerek öğrenir, tıpkı kendi babalarının da dedelerini izleyerek öğrendiği gibi. Aileler 2.dünya savaşından sonra tarım bölgelerinden şehirlere ve banliyölere göç ettiklerinde baba-oğul arasındaki bu bağlantı koptu. Babalar evden sabah erkenden çıkar ve işe gider. Çoğu oğul babalarının ne yaptığını bilmez bile, babalarıyla geçirecekleri zamanda yalnız kalırlar.
Babalar diğer taraflarda da çocuk için müsait değillerdir. Erkeklerin işe olan bağımlılıkları, TV, alkol ve seks onları oğullarından ayırır. Boşanmalardaki artış oğulları babalarından ayırır. Nüfus sayımı istatistikleri boşanmaların 1940’tan 1970’e kadar üçe katlandığını söylüyor. 1940’da beş milyon ev kadınlar tarafından yönetilirken, 1970’lerde bu neredeyse üçe katlanarak on-üç milyon eve çıkmıştır.
Genel olarak, benim çalıştığım efendi erkekler babalarıyla yakın, samimi ilişkiyi çocukluklarında kuramamışlar. Bunun nedeni bazen babalarının uzun çalışma saatleri, içe dönük olması veya pasif olmasıdır. Çoğu zaman efendi erkekler babalarından negatif anlamda bahsederler. Babalarını sıklıkla kontrolcü, öfkeli, kızgın, ortada olmayan, kötü sözler söyleyen, açık değil, bağımlı ya da kız peşinde koşan olarak görürler. Efendi erkeklerin bir noktada babalarından farklı olmak için bilinçli bir karar verdikleri az görülür bir durum değildir.
Bu devirde babaların bu müsait olmama durumu, annelerin babaların görevlerini almalarına yol açtı. Kadınlar oğlanları erkeklere dönüştürme işini devraldı. Ne yazık ki, en iyi niyetli anne bile oğluna nasıl erkek olunacağını öğretme konusunda donanımlı değildir. Ama bu denemekten onları alıkoymadı.
40’larda, 50’lerde ve 60’larda üretilen önemli sayıda efendi erkeklerin annelerin suçu olduğuna inanıyorum, babaların değil. Bunun sonucu olarak çoğu efendi erkek maskülaniteye karşı kadın bakış açısını benimsedi ve erkekliklerinin kadınlar tarafından tanımlanmasından rahatsız olmadılar.
Modern eğitim sistemi de erkeklerin kadınlar tarafından büyütülme dinamiğine katkıda bulundu. 2.Dünya savaşından beri çocuklar kadınlar tarafından domine edilmiş ortamda eğitim görüyorlar. Çoğu erkek için okulda ilk birkaç yıl kadınları memnun etme eğitimidir. Anaokulundan altıncı sınıfa kadar benim sadece bir tane erkek öğretmenim, altı tane de kadın öğretmenim olmuştu. Bu ulusal normlara göre epey yaygın bir durum.
Ülke çapında bir erkek öğretmen okulda dört kadın öğretmene tekabül ediyor. İlkokulda erkekler eğitim kadrosunun oranı %15 ve bu oran git gide azalıyor. Kreşten, okul öncesine ve ilkokula küçük erkekler savaş sonrasında kadınlarla çevrildi. Onlara yardım edecek çok az yetişkin erkek vardı. Eğer genç bir erkek zaten babasından kopmuşsa ve kadınları memnun etmek için eğitilmişse, tipik okul sistemi bu durumu daha da artırır.
60’larda Vietnam savaşı bebek patlaması erkekleri ile babaları arasındaki yabancılaşmayı arttırdı. Savaş, babaları tarafından başlatılan ve devam ettirilen savaşı protesto eden genç erkeklerin arasına bir çizgi çekti. 2.dünya savaşı gazileri oğullarının sosyal asiliklerinin nedenini anlamadılar. Bu genç erkek jenerasyonu babalarınınkini anti-teziydi. Sorunları babalarının yöntemi olan silah ve bombalarla çözmenin aksine, anti-savaş hareketi ile, aşka, barışa ve çatışmadan uzaklaşmaya odaklanmış bir erkek cinsi yarattı.
Aynı zaman diliminde, çoğu kadın evden dışarıda çalışmaya başladı, doğum kontrolü yeni bir özgürlük yarattı ve kadın özgürlüğü buradan doğdu. Bebek patlaması döneminde çoğu kadın ufuktaki cinsiyet değişikliğini öngördü. Oğullarını ve kızlarını gelen şeye hazırlamaya çalıştılar. Çoğu kadın kızlarını erkeklere ihtiyaç duymayacak şekilde büyüttüler. Aynı zamanda, oğullarını babalarından farklı olacak şekilde büyüttüler –barışçıl, verici, besleyici ve kadın ihtiyaçlarına duyarlı.
60’larda ve 70’lerde radikal feminizm erkekler için kızgın genellemelerde bulundu. Bazı feministler erkeklerin dünyadaki tüm problemlerin nedeni olduğunu iddia etti. Diğerleri erkeklerin erkeklerin sadece gereksiz sıkıntı veren kişiler olduğunu iddia etti. Muhtemelen bu çağda, kadınların çoğu erkekler konusunda aynı şekilde hissetmiyordu. Yine de, yeterince kızgın kadının sesi çok çıkıyordu. Erkekleri oldukları gibi TAMAM olmadığına ikna eden sosyal iklimi oluşturdular.
“Erkekler domuzdur” ve “tüm erkekler tecavüzcüdür” gibi suçlamalar o zamanlar öne çıkıyordu. Feministlerin iddia ettikleri daha az kızgın sloganlar “bir kadının erkeğe ihtiyacı, balığın bisiklete ihtiyacı gibidir” şeklindeydi. Kadınlara zaten böyle ve onay için bakmaya şartlanmış erkekler bu tarz mesajlara özellikle duyarlıydı. Bu erkeklerde kadınların ne istediğini anlama dürtüsü ve sevilmeye, ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çabalara girme ihtiyacı oluşturdu.
İron John kitabının yazarı Robert Bly, bebek patlamasındaki sosyal değişimlerin nasıl yeni cins bir Amerikan erkeği yarattığını yazıyor. Bly bu erkeklere “yumuşak erkekler” diyor.
Şöyle yazıyor: “Onlar sevgi dolu, değerli insanlar –onları seviyorum- onlar dünyaya zarar verip savaş çıkarmayla ilgilenmiyorlar. Hayata karşı nazik bir tutumları var. Ama bu erkekler mutlu değiller. Hemen onlardaki enerji eksikliğini dikkatini çeker. Onlar hayatı korurlar ama hayat verici değillerdir. İronik olarak, bu erkekleri sıklıkla enerji yayan güçlü kadınlarla görürsün. İşte elimizde iyi ayarlanmış, babalarından ekolojik olarak üstün, tüm dünya düzenine saygılı ancak karşıya verecekleri bir canlılıkları yok.”
Bu erkeklere ister “yumuşak erkekler”, ister “hassas New Age erkekleri” ya da “efendi erkekler” diyelim, ikinci dünya savaşı sonrasında gerçekleşen eşsiz olaylar, sosyal olaylar kombinasyonu ailelerinden zaten aldıkları mesajı olan -sen kendin olduğun şeklinde TAMAM değilsin mesajını büyüttü. Bu sosyal olaylar eğer sevilmek istiyor ve ihtiyaçları karşılanıp, sorunsuz bir hayat istiyorlarsa kusurlarını saklamaları ve diğerlerinin (özellikle kadınların) onlardan olmalarını istediği gibi olmaları gerektiğine inandırdı.
Benim son yıllardaki gözlemlerim yukarıda açıklanan durumun bebek patlaması jenerasyonuyla bitmediğine parmak basıyor. Yirmilerinde birçok genç adam, hatta gençler efendi erkek sendromunun tüm karakteristiklerini gösteriyorlar. Bu genç erkekler sadece yukarıda listelenen sosyal dinamiklerden etkilenmekle kalmıyorlar, hatta bekar ebeveynli ailelerde büyüyorlar ya da efendi erkek babaları tarafından büyütülüyorlar. Bunu yazarken bizlerin üçüncü jenerasyon efendi erkekler çağının başlangıcında olduğumuzu düşünüyorum.
Yukarıda açıklanan ailenin ve sosyal şartlandırmanın sonucu efendi erkekler aşkta ve hayatta almak istediklerini almada zorluk yaşıyorlar. Utançlarından ve etkisiz hayatta kalma mekanizmalarından dolayı sahip oldukları haritalar onları gitmek istedikleri yere götürmüyor. Bu çok hayal kırıklığı yaratıcı bir durum. Ama yeni bir şey denemektense, hayat paradigmaları onlara aynı şeyi daha sıkı denemeye itiyor.
Ben efendi erkeklere sıklıkla: “eğer her zaman yaptığın şeyi yaparsan, her zaman aldığın sonuçları alacaksın” diyorum. Efendi erkekler aşkta ve hayatta almak istediklerini almak için kendilerini aşağıdakileri yaparak engelliyorlar:
Sonraki yedi bölüm boyunca efendi erkek sendromundan kurtulmaya yönelik farklı şeyler yapmanın kanıtlanmış planlarını sunacağım. Okumaya devam et. Aşktan ve hayattan istediğini alma sırası sende.
Bu yazı No More Mr Nice Guy Türkçe Kitap Çevirisidir..
3 Comments
kuçukken babamdaki eksiklerden dolayi annem hep babamiza benzemememiz gerektiğini söylerdi. sürekli iyi okuyup başarili olmam gerektiğini söylerdi. benim bazen hiç ders çalişasim gelmezdi. ama bunu belli ettiğimde annem hep kızardi o yuzden ondan hep korkardim. Belli bir zaman diliminden sonra dersleri ağlayarak yapmaya başladim.Annemi memnun etmek isterdim. annem için okul okuyordum sanki.Kendimi hiç bir zaman tamamlanmiş hissetmedim o yuzden. bazen de döverdi. sonuç olarak hep annemi memnun etmek için surekli okulda başari elde etmeye çaba harcadiğimdan yaşitlarimin mutlu hayatlarini yaşayamadim.hep dalga konusu oldum onlarin karşisinda. hiç kız arkadaşim olmadi. ve hepsi hala devam ediyor. sanki şuan iyi para kazanirsam üniversite diplomasi alirsam annemi tatmin edebilecekmişim gibi hissediyorum. Evet ben hala yetersiz hissediyorum.çocukluktaki deneyimim hala etkileyici şekilde devam ediyor. ama ben bunlari anneme söyleyemem ki… söylersem kalbi çok kırılacak ve kötü bir anne olduğunu düşünecek. halbuki o beni çok sevdiğini benim için yaşadiğini ve ne yaptiyse benim yararim için yaptiğini dile getiriyor.
Artik ben de çevremde beni seven insanlar olmasini istiyorum. Kız arkadaş edinmek ve bir kizin tarafindan sevilmenin nasil bir şey olduğunu hissetmek istiyorum
26 yasına gelmiş bir kadının evlenmeden çocuk istemesi ve daha sonra evlenelim demesi nedir bu acele biyolojik saat mi dogarganlık hormonlardan mı
Bir kadının evlenmeden çocuk sahibi olması günümüz Türkiye şartlarında ona kötü gözle bakılmasına neden olacağı ve kadının sağlayıcı bir baba olmadan tek başına çocuğu büyütemeyeceği için mümkün değil. Kafası güzel olabilir o an bunu söyleyen kadının. Evlenmeyi hemen her takıldığın kadın seni iyi bir aday olarak görürse isteyecek zaten.