O yüzden her zaman uyanık ve tetikte olmalısın. Her zaman gardın kapalı olmalı. Görünüşte önemsiz olan ve normalde mesele etmeyeceğin tüm o küçük şeylere karşı bulunduğun safı sıkı bir şekilde tutmalısın.
Korku
Korku normaldir, her insan belli noktalarda korkar. Peki ne yapmalısın ? Adım adım gitmelisin. Korkuna doğru agresifçe bir adım ise kahramanlığa girer. Bizler bilmediğimiz şeyden korkarız. O korkuyla yüzleşmek için sadece bir yol vardır. Adım at ve yap. Ve bu sade eylem, bu sade davranış pek çok soruyu cevaplar. Her gün spor salonuna nasıl gidiyorsun? Adım atıyor ve yapıyorsun.
Beslenme düzenini nasıl değiştiriyorsun? Adım atıyor ve yapıyorsun. Başarısızlık korkunu, başarı korkusunu hatta korkudan korkmanın üstesinden nasıl geliyorsun? Adım atıyorsun ve yapıyorsun.
Bilinmezle nasıl yüzleşiyorsun? Adım atıyorsun ve yapıyorsun. Artık daha fazla bekleme,
daha fazla düşünüp durma, daha fazla plan yapma. Bahaneler üretip, gerekçeler çıkarma. Bir şeyleri rasyonalize edip durma. Hayır. Bunun yerine. Eyleme geç. Şimdi.
Peki ya yapman gereken ilk eylem ne ? Atman gereken ilk adım ne? Atman gereken tek adım sadece İlk adımı atmak, sonra bir adım daha ve ilerle. Şimdi.
Karanlık
Güneş her gün parlamaz. Fırtına gelir. Gecelerin uzun ve karanlık olduğu günler vardır. Ve sen yalnızsındır. Karanlığın her şeyi tükettiği gibi görünen zamanlar vardır. Ama seni tüketmesine izin verme. En karanlık zamanlarda bile, en güçlü fırtınalarda bile. Karanlık ışığı tüketemez. Sen, senin iraden, kararlılığın. Nelerin gerçekleştiği önemli değil, kavganın ne kadar zor olduğu önemli değil. Savaşmayı sürdürdüğün sürece kazanacaksın. Sadece teslim olmak yenilmek demektir, sadece bırakmak bir son demektir. Çünkü karanlık sadece sen izin verirsen kazanabilir. Karanlığın kazanmasına izin verme. Savaş, karanlığa karşı savaş.
Altüst olmak
Evet, yaşam altüst edici olabilir. Bu hayatın işleme şeklidir. Seni test eder. Sana problemler fırlatır ve tüm bu problemleri aynı anda fırlatır. Hayatın çalışma yöntemi budur, Marphy kurallarıdır.
Tüm bu problemlerle karşılaşınca yenilmiş gibi hissetmen çok kolaydır. Ama sana söyleyeyim, bu savaşmaktan pes ettiğin anlamına gelmez. Aslında tam zıttı geçerlidir. Senin için daha da güçlü bir şekilde savaşma vaktidir. Savaş patikasına gir. Problemlerini ölçüp biç ve ilk olarak hangisine saldıracağına karar ver. Ve sonra başla. Saldır.
Ve şunu duymanı istiyorum: kolay olmayacak. Gerçek şu ki, çok zor olacak. Hayat zordur, buna hayat denilir. Yüzleştiğin bu zorluklar seni al aşağı etmek için elinden geleni yapacaklar. Buna izin verme. Ayağa kalk, problemleri bir hizaya sok ve onlarla yüzleşerek savaşa başla. Seni aşağı çekmelerine izin verme. Tersine, bu meydan okumaların seni yükseltmesine izin ver.
Bugün yüzleştiğin zorlukların yarın seni daha iyi bir insan haline getirmesine izin ver. Böylece gelecekte dönüp bu zorluklara bakınca onlara şöyle diyeceksin: Teşekkürler, benim daha iyi olmama yol açtınız.Negatif insanlar ve negatif sözleri
Bu eski bir klasiktir. Arkandan konuşan ve seni aşağı çekmeye çalışan negatif bir insan varsa, ne yapmalısın ? Elbette onlarla yüzleşip, küçük oyunlarına katılabilirsin. Onlara senin aklına nüfus etmiş olmalarının tatminini sağlayabilirsin. Hayatını ilköğretim okulundaki dedikodu ortamına çevirebilirsin. Tabi ki maalesef bu gibi insanlarla uğraşmak zorunda kalabilirsin. Ciddi suçlamalarla karşılaşabilirsin. Görevine zarar verici ifadelerle mücadele etmek zorunda da kalabilirsin.
Bunlarla uğraşmak zorunda kaldığında profesyonel davran. Şöyle bir şey söyle: İşimi nasıl yaptığımla alakalı söylenen bazı duyumlar aldım. Bana verdiğiniz bu geridönüş bildirimini (feedback) aldığıma sevindim, eminim bunun bana faydası dokunacaktır.
Bunun gibi bir ifade muhtemelen ortadaki senaryoyu yumuşatacaktır. Sizin hakkınızda konuşan biri ortada size nelerin döndüğünü söyleyen bir muhbirin olduğunu bilmiş olacaktır. Ve durum bastırılmış olacaktır. Ama bana soracak olursan tercih edeceğim yöntem şudur. Oldukça basit bir şey: Görmezden gel ve yüksek performans göster.
Evet. Sen beni izliyor ve hakkımda konuşuyorken ben çalışırım. Çok çalışırım. İşleri bir sonraki seviyeye taşırım. Sen dedikodumu yapıyorken, ben çalışırım. Sen tartışıp duruyorken, ben çalışıyorumdur. Sen eften püften şeyler hakkında muhabbet yaparken ben çalışırım. Sen herkesin her şeyi yanlış yaptığına odaklanmışken ben doğru yapabildiğim şeyler üzerine çalışmayı sürdürüyorumdur.
Ve sonunda sen etrafına bakınıp senin ve benim nerelerde olduğumuza baktığında artık tartışacak hiçbir şey kalmamıştır. Çünkü sen kaybedeceksindir.
Ve ben kazanacağımdır. Ve tüm bu dediklerim insanlar ofis politikaları yaptıklarında, kişisel amaçlarını gerçekleştirmek için planlar yaptıklarında uygulanır. Elbette bazen senin de bu oyunlardan oynaman gerekebilir. Ama bu tarz insanlarla başa çıkmak için, ilk yapacağın eylem ve temel anlayışın son derece açık ve direkt olsun: üstün bir çalışma ile onların hepsinden daha yüksek olan sıra dışı bir performans göster.
Başlangıç
Her şeyin başladığ yer burası. Karanlıkta. Güneşten, kuşların cıvıldamasından ve dünyadan önce. Her gün. Alarm çaldığında. Zamanı gelmiş demektir. Kalk. Yorgunluğa ve acıya rağmen.
Yatağın sıcaklığına söv,
Yastığın rahatlığına söv,
Zayıflığın seni yoldan çıkarmasıyla savaş,
Kalk ve ilerle
Bunu hemen, üzerinde düşünmeden yap. Zayıflığa bahane arama, sadece harekete geçmelisin.
Kalk.
Çarpışmaya girmek
Zayıflık çok güçlüdür. Ben daha güçlü olmalıyım Onu alt etmeliyim, irade gücümle.
Yorgunluğa ve acıya karşı savaşmalıyım ve zayıflığım pes et dediğinde teslim olmayacağım, savaşacağım.
Gülersen kazanırsın
Elbette her yerde karanlıklar var. Ben de kendi payımı aldım. Ama hayatımı yaşadığım yer burası değil. Hiç de değil, aslında tam zıttı doğru. Bunlara rağmen etrafta umutsuzluk içinde acı çekerek dolaşmıyorum.
Hayır, eğleniyorum. Gülüyorum, şakalaşıyorum, ben etraftaki her şeye ve herkese palyaçoluk yapan biriyim. Özellikle kendime. Birinin beni güldürmesi için kolay hedef biriyim. Bu iyi olduğum bir konu. Çünkü hayat sert. Ama ona gülebildiğinde daha kolaylaşıyor.
Bu yüzden. Acıya rağmen, işin gerçeği acıya inat, zorluklara ve mücadelelere inat her zaman gülüyorum. Bunu yaptığın zaman zorluklar dayanamazlar, kolaylaşırlar. Evet her zaman gül, gülersen kazanırsın.
Eylemler
Antrenman
Egzersizden gelen her türlü fayda mevcuttur. Daha sağlıklı olursun, bu gerçek bir olgu. Antrenman yaparken endorfin, testosteron, büyüme hormonu artar. Kalp sağlığın, insülin duyarlılığın ve hastalıklarla savaşan hücrelerin gelişir. Tüm bunlar şimdi sayacağım hastalıkların önlenmesine ya da tedavi edilmesine yardımcı olur: yüksek kan basıncı, obezite, kalp hastalıkları, tip 2 diyebet, uykusuzluk ve depresyon.
Bunlar ciddi faydalar değil mi? Hala ikna olmadın mı ? Antrenman yapmak seni daha akıllı yapar. Evet akıllı. Beyne giden kan alışın iyileşir. Büyüme hormonunu tetiklediği için bu beyin hücrelerini de büyütür. Plastisite denilen nöronların değişim kapasitesini yükselttir, nöronların bilgi gönderme ve alma becerilerini geliştirir. Salgılattığı beyin hormonlarıyla sana bilişsel olarak yardım eder.
Ama sadece benim bu anlattığım şeylerle kalma. Git ve yap. Biraz egzersiz yap ve sonra zihinsel durumuna dikkat et. Daha farkında, keskin ve akıllı hissedeceksin. Bu gerçek bir olgudur.
Stres: Hem iyidir hem de kötü
Stres hem iyi hem de kötüdür. Gelişmek için strese ihtiyaç duyarız. Daha iyi olmak için bedenimizi ve aklımızı zorlamalıyız. Strese karşı vücudun ana tepkilerinden biri kortizol hormonunu salgılamaktır. Böylece vücut depolanmış olan enerji kaynaklarını kullanabilir hale gelir, o an acil bir tehtit varsa daha az önemli olan şeyleri bırakıp vücudumuzu bu tehtit için hazır hale getirilmesini sağlar. Kan basıncımızı yükselterek tehtitlere karşı hazır hale getiriliriz.
Ama stres kötüdür de. Eğer çok fazla stres altındaysak kortizol vücuda çok fazla salınır. Kortizol seviyesi sürekli yüksek kalırsa bağışıklık sistemi baskılanır, artan kan basıncı hipertansiyona neden olur ve kalbe, damarlara zarar verir. Yağ depolamasını kolaylaştırır.
Antrenman da kortizolun salgılanmasına neden olan bir çeşit stres yaratır. Ancak vücudun kortizole tepki vermesi konusunda onu alıştırır ve kortizolü dengede tutar. Tabi aşırı egzersizde kortizol fazla salgılanır ve yorgunluk ve performans düşüklüğü başlar. O yüzden vücuda ve akla çok fazla stres yüklememelisin. Ama tekrardan söylüyorum ki gelişmek için vücuduna ve zihnine belli ölçüde stres vermelisin.
Ne zaman ?
Antrenman yapmamak için en büyük bahane zaman olmamasıdır. Her zaman bir işler çıkar. Ancak kimsenin senden alamayacağı zaman şafak vakitleridir. Askeriyede erken kalkmak ve düşman saldırısı için hazır olmak gerekir. Bu savaşlarda uygulanan standart prosedürdür. Örneğin birinci dünya savaşında herbir adam sabahın ilk ışığında mevzide, tüfekleri dolu, atağa hazır bir şekilde hazır olmalıydı. O yüzden güneşten önce kalk ve saldırmaya hazır ol.
Evet bu erken kalkacağın anlamına geliyor. İlk başta bu zor olacak ama sonra zamanla normalleşecek. Bir kere buna alıştığın zaman, erken kalkmanın gününü daha iyi hale getireceğini garanti ederim. O yüzden erken kalk.
Psikolojik eşik
Sabah yapılan antrenmanın bir sürü psikolojik avantajı var. Öncelikle düşmanlarından daha çok çalıştığını bilmek bir avantajdır. Bu sana savaşta onları yenebileceğin özgüveni verir.
Diğer bir avantaj ise hem erken kalkmanın hem de sıkı antrenman yapmanın disipline dayanmasıdır. Bazı bilim adamları disiplinin kullanıldıkça gün içinde sınırlı bir kaynak olan iradeyi azalttığını ileri sürer. Bu yanlıştır, böyle bir şey olmaz.
Tersine inanıyorum ki -çalışmalar da bunu gösteriyor- bu disiplin ve irade harekete geçirildikçe güçleniyor. Kendi üzerinde bir deney yap. Yatmadan önce antrenman planını hazırla, antrenman kıyafetlerini de hazır hale getir, böylece sabah kalkınca ne yapacağını düşünmezsin. Alarm çalınca kalk, giyin, antrenmanını yap. Duşuna gir ve gün boyunca yapacağın işlerin peşinde koşturmaya başlayabilirsin.
2 Comments
Tek bi anlamda güzeel kitap
Bu kitap asıl hayat kitabıdır bunun gibisi yok ysni