Bu yazının içeriği
“Bir erkek sana her nazik davrandığında, sadece bir şey sunuyordur: penis. İşte bu kadar. ‘Bunu sana alabilir miyim? Biraz penise ne dersin? Sana yardımcı olabilir miyim? Sana biraz penisle yardımcı olayım? Biraz penise ihtiyacın var mı?’ ” – Chris Rock
Beta erkeklerce uygulanan, kadınların problemlerini çözme karşılığında yakınlık (genellikle cinsel olarak) alma beklentisi. Bu öğrenilmiş/geliştirilmiş davranış, erkeklerin rasyonel problem çözme arayışına karşı doğal dürtülerinin sonucudur. Doğrusal bir mantıktır. Sekse ihtiyacım var + kadında seks var + kadından seksi almak için gerekenleri öğrenmeliyim + söylenen gereklilikleri yerine getirmeliyim = kadın cinsel yakınlıkla karşılık verecektir. Çoğu erkeğin kadınlarla olan hayal kırıklığının nedeni, kadınların da onlar gibi, kendilerine rasyonel bir şekilde bir şekilde cevap vereceklerine inanmalarıdır. Monosfer sana durumun bir dizi nedenden dolayı böyle olmadığını söyleyecek erkeklerle dolu ama üzücü bir şekilde hala kadınların ima ettiği “anlaşmayı” yerine getirmeleri ve ona saygı duymaları gerektiğini düşünmektedirler. Kurtarıcı Şemasındaki temel kusur (diğer adıyla “Cap’n Save a Ho) temel olarak yakınlığın pazarlık konusu yapılmasıdır ve pazarlıkla gerçekleşen yakınlık hiçbir zaman hakiki değildir.
Bir kadının patlamış lastiğini değiştirebilirsin, finansal sıkışıklığında ona yardım edebilirsin, güzel bir lazanya pişirebilirsin, ağlaması için harika bir omuz olabilirsin, çocuklarına bakıcılık yapabilirsin ve saatlerce telefonda onun dertlerini dinleyebilirsin ama o hala kanun kaçağı bir motosikletçiyle sevişmeye gidecektir çünkü onun ona olan yakınlığı hakiki, pazarlık konusu yapılmamış, cinsellik borcu içermeyen bir arzudur. Kadın onunla seks yapmak ister, ona seks borçlu olmak değil. AFClerin anlamakta zorlandıkları şey kadınlara karşı tüm o finansal, duygusal, güvenilir tekliflerin ham, sınırsız, kimyasal arzunun yerini tutmayacağıdır. Bazı en sorumsuz, güvenilmez, fakir seviyesinde erkekler sıklıkla görev bilinci olan, Kurtarıcı Şemasından mustarip, sadık bir AFC’den daha fazla seks yapar çünkü zorunluluk söz konusu değildir.
Vahşi doğada, karşılıklılık yasası ve adil takas oldukça yaygındır. Çoğu yüksek mertebede sosyal hayvan kaynakları takas etmeye karşı doğuştan gelen bir anlayışa sahiptir. Aslında ilişkilerin, aile yapısının ve sosyal kolektiflerin de büyük ölçüde takas anlaşmalarına bağlı olduğunu ileri sürebilirsin. O yüzden biz insan evrimi boyunca bu doğuştan gelen psikolojik kablolamaya sahibiz, böylece erkeklerin sahip oldukları ve istedikleri arasındaki en kısa mesafeyi görmeye eğilimli olmaları anlaşılabilir bir şey. Kadınlar (belki de akıllıca) doğuştan gelen bu takas psikolojisini sosyal bir çerçevede üstü kapalı bir şekilde, karşılığında kendilerinden birazcık vererek ya da hiç vermeden avantajlarına kullanmayı öğrendiler. Bu şekilde, kadınlar ilgi ve yakınlıklarını ulaşılmaz kaynaklar gibi sunarlar; o kadar değerlidirler ki, bir erkeğin çabası açıkça buna layık görülmez. Bir kadın bir yemek ve film karşılığında erkekle seks yapmaya yükümlü olduğu düşüncesinden dehşete düştüğünde, bu sosyal norm bu hakarete karşılık ortaya çıkmıştır.
Tabi ki bu tartışmanın diğer tarafı erkeğin partnerine koruma sağlamak konusunda doğal istediğini içeren Koruyucu Dinamiğidir. Evrimsel tarih boyunca belli psiko-biyolojik davranışlar türümüzün hayatta kalması adına faydalı olduğunu kanıtladı. Belli hormon salgılamaları farklı duyguları ve davranış tepkilerini çevremize bir cevap olarak harekete geçirir. Kadınlar, mesela, yüksek miktarda oksitosin ve östrojen üretir böylece çocuklarının refahı ve bakımı için içgüdüsel, doğal bir his tetiklenir (bu aynı zamanda kadın orgazmından sonra da salgılanır). Aynısı erkekler içinde geçerli. Fiziksel olarak genellikle güçlüdürler ve kadınlara göre 12-17 kat testosteron seviyesine sahiptirler, erkekler kendi kendilerine evrimleştirdikleri kimyasal kokteyle sahiptirler ve bu doğal koruma içgüdüsünü tetikler.
Çatışma AFC’nin bu Koruyucu Dinamiğini, Kurtarıcı Şeması ile karıştırmaya başladığında ortaya çıkar. Biyokimyadasından kaynaklanan doğal duygular sadece Kurtarıcı zihniyetini pekiştirir. Hatta kadınlar yardıma karşılık olarak yakınlık vermeyle ilgili sürekli, direkt olarak çelişen davranışlar sergilese bile, Kurtarıcı Şeması bunun sadece söz konusu bireysel kadında olduğu şeklinde rasyonalize eder. Bu Beyaz Şövalye şemasının temelidir; korumaya karşı yakınlık (seks). Ve tekrar söylemek gerekirse, kadınlar akıllıca, neredeyse bilinçaltında bu dinamiği faydalarına kullanırlar ama daha fazla kaynak avantajı sağlayacak şekilde.
“When Harry Met Sally” filminin yayınlanmasından bu yana, cinsiyetler arası arkadaşlığın geçerliliği hakkında sürekli bir tartışma var. Erkek ve kadının tam anlamıyla olgun arkadaşlar olamayacakları önermek eşitlikçilik kavramına batmış toplumda ayıplanmaya neden oluyor. Eğer erkekler ve kadınlar temel olarak “aynı” iseler tıpkı aynı cinsiyetten kişiler gibi arkadaşlık geliştirme ve sürdürme konusunda bir engel olmamalı. Cinsiyetler arası arkadaşlığın mümkün olamayacağını düşünmek aptalca da olsa, kadın ve erkeğin aynı cinsiyetteki kişilerin derecesinde arkadaş olamayacaklarını anlamak da önemlidir.
Şimdi buna doğal tepki “Çok fazla kadın arkadaşım var” veya “Ne demeye çalışıyorsun, benim kadın arkadaşım olamaz mı, hepsi düşman mı?” dır. Tabi ki bu standart ikili (siyah veya beyaz, hepsi ya da hiç) cevabıdır ve eğitimli AFC, kadın ve erkeklerin arkadaş olarak ilişkilerinin eşitlikçi ve tatmin edici olmaktan uzak olduğunu öne süren herkesi sadece kadınları hor gören bir Neandertal olarak görür. Ancak, hatalıdırlar – kadınların arkadaşı olmak istemeyeceğin için değil. Erkeklerin ve kadınların kendi cinsiyetlerine özgü olarak arkadaşlığı nasıl gördükleri ve bu algının cinsiyetler arası arkadaşlık kavramına nasıl yansıdığı konusunda temel farklılıklar bulunmaktadır. Basitçe söylemek gerekirse, kadınlar ve erkekler arasında gelişebilecek arkadaşlığın derecesinde sınırlamalar vardır. Bunun en kolay örneği, bir noktada senin kadın “arkadaşın” başka bir erkekle yakınlaşacaktır; meşru olarak gördüğün arkadaşlığın kalitesi düşecektir. Arkadaşlığınızın kalitesi düşmeli ki onun ilişkisi olgunlaşabilsin. Örnek olarak, ben 17 yıldır evliyim; karımdan başka bir kadınla (özellikle çekici bir kadınla) derin bir arkadaşlık sürdürseydim, bu kadına olan ilgim otomatik olarak sadakatsizlik şüphesi çekerdi – ve tabi ki aynısı kadınların erkek olan arkadaşları için de geçerli. Bu dinamik aynı cinsiyetten arkadaşlıklarda mevcut değildir çünkü burada cinsellik boyutu konu dışıdır.
Bunun ne kadar aptal bir şekilde açık göründüğünü anlıyorum ama bizi kadın ve erkeklerin temelde eşit olduğuna ikna etmek isteyen bir toplumsal gizli etki karşısında cinsiyetler arası arkadaşlıkların özelliklerini nitelediğimizi unutmayın. Bu ana kurala göre, erkekler temel olarak bir noktaya kadar cinsel dürtülerini baskılama kapasitesine sahip olmalılar. Aynı şekilde kadın da tamamen aseksüel bir arkadaşlığı devam ettirmek için kendini hipergamik doğasından koparabilmelidir. Ve iki cinsiyet de olgunca bir arkadaşlığı kovalamalı ancak gerçeklik farklı bir hikâye anlatıyor.
Tüm bunlar kadın tanıdıklarının olamayacağı anlamına gelmiyor veya tüm kadınları küçümsemeyle görmezden gelmeyi ve onlara kaba olmayı (tekrar söylemek gerekirse bu ikili düşünmedir) ama söylemek gerek ki aynı cinsiyetten arkadaşlarına göre kadınlarla deneyimleyeceğin arkadaşlık her zaman cinsel farklılıklar nedeniyle limitli olacaktır.
Çoğu erkek, sadece ilk başta çekici buldukları kadınlarla arkadaşlık geliştirmek isteyecektir, tabi ki arkadaşlıkları o kadına olan çekimlerinin gölgesinde kalır. “Benim durumumda değil” kartının çıkarılacağına ve kişiyle ilgili bir anekdot ile bu kuralın ne kadar dışında olunduğunun savunulacağına eminim. Söyleyeceğim şey, eğer söylediğin şey konusunda samimiysen bile fark etmez çünkü cinsiyetler arası arkadaşlığın doğası her zaman cinsel farklılıklarla limitli olacaktır.
Hatta en iyi, en aseksüel erkek-kadın arkadaşlıkları bile cinsiyete bağlı olarak yumuşayacaktır. Bunun kolay bir örneği şudur; eminim ki kız arkadaşın diğer bir ‘erkek-arkadaşıyla’ “kaliteli zaman” geçirdiğinde kıskanırsın ve şüphelenirsin. Sadece senden başka bir erkekle zaman geçiriyordur ve bunu yaparken, sen her zaman seninle olan zaman geçirme arzusunu sorgularsın. Kadınların kendi cinsiyetleriyle nasıl ilişki kurduklarının, cinsiyetler arası ilişkileri içinde iyi bir gösterge olabileceğini aklında tut. Her cinsiyet, beklentilere dayalı olarak aynı cinsiyetten arkadaşlarıyla kurdukları arkadaşlık modelini karşı cinste de kullanır. Çok az erkek kadınların, diğer kadın arkadaşlarıyla nasıl etkileşim kurduğunu çözümleme sabrına sahiptir, o yüzden eşitlikçiliğin onlara sağladığı kolay cevabı seçerler – hepimiz aynıyız, senin erkek kankaların da kadın gibi. Kadınların “telefon-arkadaşı” döngüsel cehenneminde olan her erkek bunun doğru olmadığını bilir. Kız-arkadaşlar erkeklerle olan arkadaşlıktan çok daha farklı bir dinamiğe sahiptir. Bu arada kadın doğuştan gelen solipsizmi (tekbencilik) ile kendi cinsiyetler arası arkadaşlıklarının kız-arkadaşlarıyla olanla benzer bir tarzda olacağını farz eder.
Ve neden erkek-arkadaşlarının bu tarz arkadaşlığa uymasını beklemesinler ki? Kadın-merkezli bir dünyada erkeklerin kadınların arkadaşlık çerçevesine uyum sağlaması pratik açıdan mantıklı olabilir. Erkekler aynısını erkek- arkadaşları yapsa ciddi anlaşmazlıklara dönüşecek davranışları ve tutumları, kız-arkadaşlarından gelince tolere etmeye çok hazırdır. Arkadaşlığı sürdürmenin imtiyazı varsayılan şekilde kadınlarda olduğu için, kadın-merkezli çerçeve paylaşılır, kadınlar (genellikle) erkeğin arkadaşlığa bakış açısına uyum sağlama adına, kendi anlayışlarını değiştirmezler bile. Eğer bir kadınla sözde “arkadaş alanı”ndaysanız bile bunu kafanızdan çıkarın. Arkadaş alanı diye bir şey yoktur – sadece bir kız tarafından, aslında aynı cinsiyetten arkadaşlarınızla eşit bir seviyede arkadaş olduğunuz düşüncesiyle kandırılmakla, o başka bir erkekle yakınlaştığında, sizin ilginizin onun yeni ilişkisi için bir sorun haline geleceğini anlamanız arasında bir araf mevcuttur. Bu durumda, o sizi uzaklaştırır/atlatır veya siz başka bir kızla çok yakınlaştığınızda siz de aynı şeyi yaparsınız.
Çoğu erkek bu hatalı kavrama tutunuyor çünkü kadının arkadaşlığına oynayarak, onun ateşli arkadaşlarından birini hedefliyorlar. Sen bunun gerçekleştiğinin meşru örneklerine sahip olabilirsin ama bunların her biri için arada sana kefil olan bir kadın arkadaş olmaksızın sizle sevecek başka bir kadın gösterebilirim. Bu arkadaşlık diğer bir ateşli kızla tanışmak için uygun fırsat yaratabilir ama bir kızla yatmanı sağlayacak şey cinsiyetler arası-arkadaşlık değildir, kızın senle sevişmesi için seni yeterince çekici buluyor olmasıdır.
Ben “Sosyal Çevre Oyunu”nun faydasını inkâr etmiyorum, aynı şekilde dikkat çeken ateşli bir kadının sana iyi bir sosyal ispat sağladığını da – ama arkadaş wingmanin olayı bu değil. Bu yanındaki kız-arkadaşının senin potansiyel cinsel partner olarak ön seçilimden geçtiğini onaylamasıdır. Bazı ateşli arkadaşlarının seni iyi bir yatak arkadaşı olarak diğer arkadaşlarına onaylamasının harika bir sosyal ispat oluşturacağını düşünebilirsin ama kadınlar konuşurlar. Aslında, bu zamanların çoğunda yaptıkları şeydir. Senin statün olan arkadaşlık onun arkadaşlarına da transfer olur. Neden?
İlk olarak, eğer kız senin önceki hedefin idiyse ve seni LJBF (sadece arkadaş kalalım) diyerek reddettiyse, zaten bu arkadaşlıkla bir ilişkilendirme yapmış oluyorsun. Sonradan buluşacağın onun kız-arkadaşları ilk kızın senin ilk hedefin olduğunu bilecek – kendileri değil. İkinci olarak, bu cinsiyetler arası ilişkiniz tamamen zararsız, aseksüel bir başlangıca sahip olsa bile, diğer kız arkadaşlar arasında rekabet anksiyetesi olacaktır. Bu da en baştaki orijinal arkadaşın senin maruz kaldığın kız arkadaşlar arasında en az tehdit edici bulduğu kıza karşı filtreleme yapmasıyla sonuçlanır. Kendi değerin ve bir arkadaş/uydu erkek olarak ona verdiğin değer ile seni kız arkadaşlarından biri için potansiyel yakınlık konusunda onaylaması arasında bir denge oluşturmalısın. Sadece çekici kız-arkadaşlardan oluşan bir sosyal çevresi olan kız-arkadaşa sahip olman kızın senin seçtiğin bir tanesiyle oluşacak yakınlığını onaylaması anlamına gelmez.
Tüm bunlar şunu anlaşılır kılıyor, senin kadın-arkadaşın asla erkek-arkadaşlarından biri gibi olmayacak. Bu aptalca kavram, kız-arkadaşının erkek-arkadaşlarınla aynı ilgi alanlarına ve aynı tepkilere sahip olacağı beklentisinden geliyor. Kadınlar asla senin wingmanin olmayacaklar. Bugünlerde erkeklerin en büyük tuzaklarından biri yaşamlarında çok fazla kadın etkisine sahip olmalarıdır, öyle ki bu bir leke halini almaktadır. Çok fazla kadın kız arkadaşı olan erkeklere dikkat et. Bu aptal bir filmin konusu olabilir ama çoğu kadın, çok fazla kadın arkadaşı olan erkeklere karşı temkinlidir, kadınlar bu erkeklerin diğer erkeklerle bağ kurma ve erkek olma özelliğini sorgulayacaklardır. Alfa olmanın bir parçası da diğer erkeklerle etkileşimi yürütmendir. Eğer tüm arkadaşların kadınsa, bu kadın tarafından Alfa özelliğinin sorgulanmasına neden olur.
Kadınlar ancak hak ettikleri erkekleri alırlar.
Cinsiyetler arası dinamiklere ait bloglarda dolaşırken yapmaya çalıştım şey birçok farklı bakış açısından makaleler okumaktır. Zamanım olduğunda, katılmayacağı bildiğim makalelerin peşine düşerim. Kendi belli bakış açışımızı onaylayan bloggerları, makaleleri, istatistikleri arama alışkanlığına kapılmanın çok kolay olduğunu düşünüyorum. Katılmaya eğilimli olduğumuz çevreler içinde bile sıklıkla birçok görüş çatışır – örneğin, son zamanlarda erkek hakları aktivistleri (MRA) ile kız tavlama sanatçıları (PUA) arasındaki çatışma veya Oyun ile kendi yoluna giden erkekler (MGTOW) arasındaki çatışma gibi.
Ben kendi bloğumu cinsiyetler arası sosyal ve psikolojik dinamiklerin neden evrildiğini araştırmak, hangi işlevlere hizmet ettiğini ve bu bilgiyi kullanarak birinin hayatını iyileştirmek için eyleme geçirilebilir metotlar geliştirmek için başlattım – bu gerçekten Oyunun özüdür. Problemler de buna özgü olarak ortaya çıkar, gerçekten fişten çekilme ve genel olarak feminen koşullandırmanın farkında olmak, sıklıkla sağlıklı dozda bir göz açılması ve hayal kırıklığıyla geliyor. Bir kere ruh-eşi heyecanlı fantezilerinden ve “sonsuza kadar mutlu” beklentilerinden kurtulunca ve yerine sizi nihilizme sürükleyebilecek makul derecede güvenilir, deneysel, açıklanabilir pratik anlayışları koyarsınız. Hatta “topluluktaki” en sağlam realistler için bile, birazcık da olsa diğer bir insanoğluyla bir çeşit, sihirli bağlanma düşüncesi mevcuttur. Diğer erkekler için ilişkilerini onur, dürüstlük ve saygı ile şekillendirme ezoterik arzusu olabilecekken – kadınlar için bu idealizasyon ve kadercilik olarak ortaya çıkabilir.
Sadece son 30 yılda duygularımızın biyokimyasal / hormonal doğasını anlamaya başladık. Oksitosin gibi bir hormonun güven duygusu uyandırdığını ve bakımı teşvik ettiğini biliyoruz. Aşk, şehvet ve tutkuyla ilişkilendirilen endorfin / dopamin profili, kimyasal açıdan eroinle benzerlik gösterir. Puuf! Büyü bozuldu. Bizler kadınların yumurtlama dönemi döngülerini ve cinsel davranış eğiliminin bunlar tarafından başlatıldığını biliyoruz. Bu bilgilere sadece 20. yüzyılın sonu ve 21. yüzyıl kuşağı sahiptir. Evrimsel psikoloji, son 15 yılda bir çalışma alanı olarak popülerlik kazanmıştır.
Tüm bunlar bazı rahatsız edici farkına varmalar yaratır, özellikle kendilerini kadın-merkezli gerçeklikte tutan sosyal şemaların farkında olan erkeklerde. Oyun, basitçe erkekler tarafından geliştirilen, feminen önceliğe daha iyi adapte olmayı sağlayan, en son karşı önlemdir. Ancak bu iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, küresel bilgiye erişim ve yeni sosyo-psikolojik teori sayesinde mümkün hale gelmiştir. Bu gelişmelerden önce ve feminenleşmenin 60’ların sonundan, geç 90’lara kadar yükselişiyle birlikte, erkekler sosyal çıkmazlar konusundan tamamen bihaberdi. Cinsel devrimin başlangıcından bu yüzyılın başına kadar, Batı’da erkeklik (ve feminenlik) en yoğun, kasıtlı sosyal ve psikolojik yeniden yapılandırmaya tabi tutulduğu dönem oldu. Ve bunu sadece Batı kültürüyle sınırlamamak gerek; şimdi bu etkinin Asya, Japonya ve hatta geleneksel olarak erkek egemen olan Latin kültürlerine bile yayıldığını görüyoruz.
Batılılaşma yayıldıkça, feminenleşme de yaygınlaştı. Erkekler neye tutunmak zorunda kaldı? Tabi ki, bize utanmamız öğretilen, geçmişimizin bir parçası olan “ataerkilliğe”. Ama daha önemlisi o sihirli düşüncenin mirasıyla bırakıldık. Henüz tanımlanmamış bir hipergamiye karşı, hala ‘Şeker ve Baharat’ efsanesine, kadının isteklerine saygı göstermeye, evlilik hedefine inanmak istedik – hepsi zamanın geldiğini bilen ve erkeklerin romantizme inanacak kadar aptal olduğunu bilen feminen zorunluluğun aktif bir şekilde desteklediği şeylerdi (ve hala destekliyor olduğu). Ta ki Oyun doğana kadar.
Büyük ve güçlü büyücü Oz’da olduğu gibi feminizasyonun perdesi de sonunda gerçekten kalkıyor. Bu iletişim çağında erkekler küresel olarak “deneyimlerini paylaşabiliyor” ve kendi sonuçlarına varabiliyor – ve gerçeğe daha da yaklaştıkça kadınlar daha da yüksek sesle çığlık atıyor.
Anonim kalabilmeye teşekkürler, artık kadınlarla başa çıkmanın en iyi yollarını tartışmanın sosyal bir damgalamaya yol açması korkulacak bir durum değil. Kadınlardan duyduğumuz ve okuduğumuz büyük ağlamalar, mevcut sosyal sonuçlardan çok, 30 yıllık feminizasyonun gerçek yüzünün eskiden ve şuan ne olduğunun ifşa olmasından kaynaklanıyor. Ancak erkekler, İmparatoriçenin çıplak olduğunu görseler bile, hipergamiyi mümkün kılan feminizasyonun farkına varmadan önceki gibi romantizme dayalı sihirli ilişkilere hala başvuruyorlar. “Erkek-Ol!” ağlamalarını okuyoruz. Bir koca ve lider olarak önceki sorumluluklarını kabul et ama baskıcı olma ve ruhumuzu ezme. Arka sırada ise yeni nesil, 22 yaşındaki kızlar cep telefonlarıyla banyo aynasında taze çekilmiş bir dizi çıplak fotoğraf yüklerken “parti nerede?” diye bağırıyorlar. Kadınlar ancak hak ettikleri erkekleri elde ediyorlar. Tüm dişil zaferlerin tantanasına ve reklamına rağmen, neden erkeklerin dişil gerçekliklere uyum sağlama motivasyonlarının git gide ve daha da azalmaya devam ettiğine dair bir merak var. Erkeklerin kendilerini romantizmden kurtarmalarının zor olduğu kadar, kadınların kendilerini 20.yüzyılın feminizasyonunun gölgesinden kurtarıp kendi doğalarını görmeleri daha da zor. Cinsel devrimin ektiği anaerkil düzenin kasırgasını biçiyorlar. Bu erkek neslini yaratan aynı annelerin, kızlarının 35 yaşında evlenmemiş ve çocuksuz olmalarından yakınmalarını okumak daha da ironiktir.
3 Comments
Secret selam, gündüz oyununun verimi hala eskisi gibi mi yoksa Instagram,tinder vb. sosyal medya uygulamaları yüzünden verim düştü mü? Düştüyse çok büyük bir düşüş mü bu? 2018 den beri gündüz oyunundan haberim var fakat bu yıl başladım. Mesela sokakta bir kıza kaliteli erkek olduğumuzu belirten güven veren kızı rahatsız etmeyen bir set açsak şansımız eskiye oranla yine yüksek mı?
Sosyal medya etkisi ve bundan dolayı kadınların seçeneklerinin çoğalması ilk andan itibaren düşüş yarattı ama bu durum uzun yıllardır stabil. Yani uzun yıllardır değişen bir şey yok.
Anladım abi yani gündüz oyunu hala efektif diyorsun