Bu yazının içeriği
Benim 17 yılı aşkın süredir fantastik bir evliliğim var ama gerçekleri olduğundan daha iyi göstermeyeceğim, evlilik erkek için, hiçbir kadının tamamen anlayıp minnettar olamayacağı hayat değiştirici fedakârlıklar içeriyor. Kitabın dört bölümünü okuduktan sonra evlilik kurumuna karşı olabileceğim düşüncesi ortaya çıkabilir. Bunu fark ettim ve bloğumda ve birkaç topluluk forumunda bu konuya yeterince değindim. Ancak kayıtlara geçmesi için söylüyorum, ben evliliğe karşı değilim. Ben bilgi sahibi olmamaya, Poliyanacılığa, ONEitis olmaya, utançla tetiklenmeye, iflasa gitmeye, çocuklarıma zarar vermeye, hayatımı mahvetmeye karşıyım.
Bir kadın seni cepte gördüğünde seni sever. Evet, kulağa tuhaf geliyor ama senin üzerine düşmediğinde ve evliliğinizin 10.yılında olduğunuzda ve bu günlük konuşmalarınızın bir parçası haline geldiğinde. Her telefon konuşması “Tamam, seni seviyorum, bay bay” diye bittiğinde. Bunu düşünmezsin çünkü ihtiyacın olmaz. Eğer “seni sevdiğini nasıl anlıyorsun?” diye sorarsan, henüz bu noktada değilsin demektir. Sadece bu aşinalık ve düzenli rahatlık ortadan kaldırıldığında kadın minnettar olur. Sevginin sıradanlığı oluşunca kadın nadiren bunu açıkça ifade edecektir. – aslında ifade edilmesi senin beklentindir – bu yüzden onu üstü-kapalı şeylerde araman gerekebilir.
Sevgililer gününde veya yıl dönümünde karına okuduğun tüm o çiçeklerle süslü zırvalar başkaları tarafından yazılmıştır. Ancak ara sıra memnuniyetini ifade etmek için jestler yapmak iyidir. Önemli olan tek başına sevgi veya takdir gösterileri değil, günlük yaşamınızın bütününde yaptıklarınızdır. Bir Cumartesi sabahı beraber üç yüzüncü yulaf ezmesi dolu kâseyi yedikten sonra çocuklarınız televizyon kumandası için kavga ederken kahvaltı masasında oturup bu ay hangi faturaların öncelikli ödenmesi gerektiğini ve çimleri biçme vaktinin geldiğini tartışırken, aşkı ve evliliği tanımlayan şey senin ve onun kim olduğudur. Evet, tam olarak onu avlamaya çalışırken ya da tabak çevirme listende onu yukarı taşımayı düşündüğünde aklına kesinlikle gelmeyecek şeyler bunlar. Evlilik budur; sıkıcı olması gerekmese de (ancak çoğunlukla öyle olabilir) sıradanlıktır. Normaldir, yaygındır veya öyle olur. Dünya gezegeni üzerinde seninle tamamen aynı şeyleri yapmış ne kadar insanın yaşadığını, evlendiğini ve öldüğü düşün. Bu, evliliğin gerçek testidir ve bunu deneyimlememiş hiç kimse gerçek anlamda anlayamaz.
Mutlu, Oprah’laştırılmış bir fikir şudur: “Evliliği taze tutmalısın” ama onu bir geceliğine tazeledikten sonra Wal-Mart iç çamaşırları çamaşır sepetinde dururken, ertesi sabah geceyi kız kardeşinin evinde geçiren çocukları oradan alıp her zamanki evlilik hayatınıza geri dönersiniz. Bu size Evlilik Hedefini satarken kimsenin bahsetmediği şey – “Şimdi ne olacak?” hissi, sana, aramaya koşullandırıldığın TEK’i bulduğundan hemen sonra gelir veya onunla üç ay boyunca sürekli bir seks maratonuna girdikten sonra çocuğu aldırmayı reddettiği ve birden dini yeniden keşfettiği için “doğru şeyi” yaptıktan hemen sonra gelir.
Ben çoğu erkeğin fedakârlıkları sonucunda kadınlardan büyük bir minnettarlık görecekleri konusunda kendilerini kandırdıklarını düşünüyorum. Bunu şimdi öğren, görmeyeceksin. Göremezsin çünkü kadınlar temel olarak erkeğin yaptığı fedakârlıkları tam anlamıyla kavrama ve takdir etmede kapasitede yoksunluğu yaşarlar. Hatta tanıdığın en aydınlanmış, takdir edebilen kadınlar bile feminen-merkezli gerçekliğin etkisi içinde hareket eder. Erkekler yaygın bir şekilde onur, saygı ve kadına olan aşkından ötürü fedakârlık yapar. Bu şeyleri yapmanız beklenir. Ona daha iyi bir yaşam sunmak için hırslarından ve potansiyelinden fedakârlık mı ettin? Etmiş olman gerekir. Ayartmalara direndin ve karını seninle sevişmeye hazır ateşli sekreterinle aldatmadın mı? Zaten öyle yapman gerekirdi. Evliliği, bir evi, aileni vb. devam ettirme sorumluluğu yaygındır – bunlar beklenir. Bunların değeri sadece olmadıklarında anlaşılır. Bu tamamen feminen-merkezli gerçekliktir. Erkekler sadece feminen gerçekliği uygulatmak için vardırlar ve bunu tartışmaya açan (hatta analiz eden) herhangi bir erkek tam tanımlamasıyla ‘erkek’ değildir. Böyledir. Hatta en kendi amacına hizmet eden, başına buyruk erkek bile feminen zorunluluğa karşı borçlu tutulur ve bir başkaldıran olarak tanımlanır çünkü kadınlara göre tanımlı gerçeklikte erkeklerin yaygın davranışlarına uymamaktadır. İronik olarak, bir başkaldıran, kadınlar tarafından, uyum sağlayan (hatta diğerlerini buna teşvik eden) erkeklerin üzerinde bir şekilde takdir/minnettarlık görür.
Takdir görme kavramı cinsiyetler arası ilişkilerin birçok yönüyle bağlantılıdır, o yüzden okumaya devam ederken bunu aklında tutmaya çalış. Mesela, bir an 40 yaşında bir erkek düşün, bu adamın daha genç kadınları kovalama seçeneği olsa bile, “doğru olan şeyi yapar” ve kendi yaşında kadınlarla bir ilişki arar. Bu adam yaşlı bir kadına hayatta yeni bir şans verdiği için takdir mi edilir, yoksa sadece ondan beklenen şeyi mi yaptığı düşünülür? Bekar bir anneyle evlenen ve diğer bir erkeğin çocuğu için ebeyensel yatırımda ona yardım eden erkek bunu yaptığı için daha fazla mı takdir görür? Bu kadının onun karakterini değerlendirirken dikkate alacağı bir faktör olur mu yoksa erkek sadece bir erkekten beklenen şeyi mi yapıyordur? Takdir edilme konusu, Beyaz Şövalye için gerçek bir ikilemdir.
Aşina olmak aslında küçümsemeyi, ortalama olmayı, rutini, basitliği ve bayağılığı beraberinde getirir… Bu yüzden birçok evlilik berbat bir şekilde sonlanır. Erkekler ve kadınlar kendilerinden vazgeçerler. “İlişkiler iştir” söylemi, feminen Sosyal Sözleşmesidir. Erkeklerin bu sözleri söylediğini ne sıklıkla duyarsınız? Bu sözleşme şuan erkekler arasında bile popüler olarak kabul görmekte. Bu inanışa sahip olarak uzun süreli ilişkileri (LTR) devam ettiren erkeklerin çoğunun ilişkilerde, işin çoğunu yaptığını ve kadının da karşılığında, deyim yerindeyse, onlara rütbe verdiğini söyleyebilirim. Ve bu mitolojiye inanan her bir erkek kadınlar tarafından LTR’deki durumun böyle olduğuna inanmaya koşullandırılmıştır. Bu erkeğin eylemlerinin ve fedakârlığının kadın tarafından takdir göreceği yanlış inancından kaynaklanmaktadır.
Bir erkeği kadının mükemmel partneri (kadının bu tanımı çarpık ve karmaşık olabilir) olmaya uygun yaşaması için en iyi metot nedir? Kadınların “erkeği onarmayı” severler. “Eğer X’i yapsaydı harika bir erkek olurdu” veya “Onun üzerinde çalışıyorum” derler. Durum “Onun üzerinde çalışıyorum” dan “İlişkimiz üzerinde çalışıyoruz”a döndüğünde, bu erkeğin, kadının çerçevesini içselleştirdiği anlamına gelir.
İlişkilerdeki Emek mitolojisi buradan geliyor. Bir kadının ne sıklıkla ilişkisinde ‘çalışması’ gerekir? ‘Çalışmak’ erkeğin kimliğini, kadının ideal ilişkisine daha iyi uydurması anlamına gelir, feminen-merkezli gerçekliğe daha iyi uydurmasına. Kadınla henüz tanışmadan veya bir ilişkiye girmeden önce bile, erkeği psikolojik olarak idealini benimsetmeye yöneltmek için daha iyi olan yol nedir?
Kadınlar erkeğin hayatında sadece bir tamamlayıcı olmalılar, asla hayatının odağı değil.
Bugünlerde potansiyelini öğrenmeden evlenmiş veya evleniyor olmak ne kadar yaygın? Okuduğum tüm makalelerde bitkin bir jenerasyon “çocuk ruhlu” erkeğin sızlanmalarını ve iniltilerini görüyorum. Danışmanlık yaptığım erkekler gerçeklerden uzaklar. İstedikleri tek şey yeterince Oyun bilgisi, böylece Rüya Kızlarını elde edebilecekler ve monogamik ilişkilerinin mutlu, beta kozalarında rahatlayabileceklerdir. Bağlanmak istiyorlar. Hayat boyu AFC psikolojileri, bağlanmayı onlar için aciliyet haline getirmiş.
Ergenlik ve 20’lerindeki bu genç erkeklerle konuştuğumda hiçbir şey beni daha fazla şaşırtmıyor ve beni hayatlarındaki vahşi bağımsızlıklarıyla etkilemeye çalışıyorlar ancak bunlar bağımsızlıklarını ve hırslarını, güvenilir bir kadının yakınlığı karşısında limitlemeye hazır olan aynı erkekler. Kendilerini kadınların doğal bir şekilde yakınlaşmaya istekliği olacakları hırslı ve tutkulu bir adam olarak geliştirmek yerine, monogaminin kelepçelerini kendilerine geçirmekte çok istekliler. Ancak gerçek şu ki, daha uzun süre bağ kurmadan kaldığında, daha fazla fırsata sahip olacaksın. Şu söz benden daha bilge bir adam tarafından söylendi: kadınlar rüya-katilleridir. Ben buna katılmakla beraber, bunun kadınların büyük şemasının eseri olmaktan daha çok erkeğe ve erkeğin kendi karmaşasına ve umursamazlığına bağlı olduğunu söyleyeceğim.
Aslında kadınlarla bir dizi sebepten ötürü bağ kurmaman onların faydasına. Bunu okumanın kulağa ters geldiğinin farkındayım ama kadınlar için çok fazla hazır ve müsait olman senin onların gözündeki değerini düşürür. Kıtlık değer yükselticidir. 20’lerinin ortalarında olan bir erkek hukuk okuluna gidiyor ve tutkusu olan avukatlık hedefini kovalıyor veya tıp stajyeri doktor olma isteğiyle hastanede saatler geçiriyor. Bu erkekler monogam bir ilişkinin sürdürülmesinin gerektirdiği karmaşıklıklarla engellenir ve sıkıntıya girer. Bu erkeklerin zamanı ve çabaları yüksek değerli erkek olmak için gereken hedeflere yöneltilmeli. Söylemeye gerek yok ki, monogamik bir ilişkiyi sürdürmek için gerekli sınırlamalar ve sorumluluklar vardır – hem zaman, hem de duygusal yatırım olarak- bunlar sahip olunan tutkuları başarmayı çok daha zorlaştırır.
Ben erkeklerin 30 yaşına kadar cinsel, duygusal ve ilişkisel olarak bağlanmamaları gerektiği fikrini savunma eğilimindeyim ama bu önerdiğim en minimum yaş. 35 yaş erkekler için daha uygun olabilir. Bunun önemi şudur: erkek yaş aldıkça ve kariyerinde, hırslarında, tutkularında, kişiliğinde, karakterleri daha iyi değerlendirme becerisinde, davranış ve motivasyonları genel anlayışında vb. olgunlaştıkça en arzu edilen kadınlar için daha değerli olur ve o yüzden daha iyi fırsatların keyfini sürebilir. Kadınların cinsel değeri yaş aldıkça düşer ve bu noktada denge, olgunlaşan erkeğin lehine doğru kayar. Bunu erken algılayan ve anlayan erkek, şimdi kendini daha iyi hale getirir ve çabaları gelecekte karşılığını bulur, hala ona gelen özel olmayan, bağ kurmasını gerektirmeyen fırsatların keyfini sürer ve kadınlar onunla uzun süreli ilişki fırsatı için yarışırlar.
20’li yaşların ortalarında hayatını hangi yöne gitmek konusunda etkileme açısından potansiyelinin en üst noktasında bulunursun. Buna dikkat çekmek bana yeni arkadaşlar kazandırmayacak ama seri-monogamik ilişkicileri kızdıracak olan şey kişisel potansiyellerinin pek farkına varmadan monogamik ilişkinin gerektirdiği sorumluluklar, yükümlülükler, hesap vermeleri üstlenmenin dile getirilmemiş pişmanlığıdır. Eğer 35’inde ortalama seviyede kişisel başarı ile bekârsanız, erkek dünyasında kıskanılan konumdasınız çünkü senin yaşında ve daha yaşlı erkeklerin sahip olmadığı iki en değerli kaynağa sahipsin – zaman ve manevra kabiliyeti. Sana imreniyorum. Sen, kendi yaşındaki çoğu erkeğin evliliklerinde, uzun süreli ilişkilerinde, çocukları olanların veya boşanmadan toparlananların günlük olarak sahip olduğu sorumluluklardan, yükümlülüklerden, hesap vermelerden özgürsün.
Belki bunu bilinçli olarak seçmedin ama hayatında kendinden başka birini etkileyecek olmasını göz önünde bulundurmadan istediğin yöne gidebilirsin. Diğer çoğu erkek, en ideal LTRleri yaşayanlar, bu lükse sahip değiller. Bugünün modern dünyasında çoğu erkekten (ve kadından) beklenen tüm o sorumlulukları düşün, sen piyangoyu kazanmışsın! Bir keresinde bana para sorun olmasa ne alırdın diye sordular, ben de ‘zaman’ diye yanıt verdim. Güç finansal bir kaynak değildir, statü veya diğerleri üzerindeki etki değildir; güç hayatının üzerinde ne derece kontrol sahibi olduğunun derecesidir ve şuan, sana açıklamış olduğum gibi, sen çok güçlüsün. Bana güven, bundan daha iyi bir durum söz konusu değildir ve bu durumu daha iyi kılan şey burada işleyen şeyleri anlamak ve takdir etmek için yaşının yeterince büyük olmasıdır.
Şuan kadınlar senin için hasarlı mallar gibi mi? Ne olmuş yani? İstediğin gibi özgürce deneyimleyebilirsin, istediğin kişiyi seçebilirsin. İyi bir uzun vadeli ilişki (LTR) bulamıyor musun? Bunu neden isteyesin ki?! Onun seni bulmasına izin ver! Sonunda yaşlı ve yalnız şekilde kalacağından mı korkuyorsun? Ben daha çok, yalnızlık korkusundan dolayı tutkusuz bir evlilikte hayat boyu mutsuzluğa mahkûm olmaktan korkardım. Ben bu konuda ‘inşa et ve sana geleceklerdir’ düşüncesini benimseyenlerdenim. Kadınlar erkeğin hayatında sadece bir tamamlayıcı olmalılar, asla hayatın odağı değil. İdealize edilmiş yakınlığı elde etmek için daha az direnç olan yolu seçmek mi yoksa kendini geliştirip aynı yakınlığı elde etmek mi daha iyidir? Doğru, iki örnek de kadını erkeğin hayatının odağına koyuyor ve bu ilk başta kadınlara cazip gelecek ama sonunda onlara boğucu gelecek bir pozisyondur. Kadınlar erkeklerinin istenmesini isterler. Kadınlar diğer erkeklerin yerinde olmak istediği ve diğer kadınların sevişmek istediği erkeği isterler. Kadınlar onların yakınlığına bağımlı birini istemezler çünkü bu onları maskülen bir role sokar. Bunun yerine, kararlı doğada olan bir erkek isterler, iki tarafında amacına hizmet edecek hırs ve tutkuları için onu erteleyecek, ona ‘hayır’ diyebilecek tarzda bir adamı. Bu iki amaca hizmet eder.
Birincisi, bir otorite olarak erkek çerçevesini ve yönünü belirler ve erkeğin bu gelişimi; kadının ve potansiyel çocuklarının faydasınadır. İkinci olarak, bu kadını erkeği kovalayan, takip eden pozisyona koyar – temel olarak erkeğin meşru hırslar ve tutkuları kadını erkeğin ilgisi için ‘diğer kadınlarla’ yarışmayası gereken bir duruma sokar. Burada ‘meşru’ hırslar ifadesini kullandığımı not et. Kadın için hukuk öğrencisi veya bir tıp stajyeri potansiyel olarak bir avukat ve ya doktor olacaktır, bu kadının gelecekteki güvenliği için oldukça sağlam oynanan bir bahistir. Bir sanatçı veya müzisyen, ne kadar yetenekli ve tutkusuna ne kadar adanmış olursa olsun, eğer durumlarını kanıtlayabilirse sadece seçkin kadınlar için fayda sağlar şeklinde görülebilirler. Ancak bu ne istediğini bilen bir kararlıkla dengelenebilir, tekrar söylemek gerekirse, sadece seçkin kadınlar bunu takdir edebilme kapasitesine sahiptir. Bunun tersine, tesisatçı ya da tamirci olmayı seçmiş bir adam düşünün. Dünyanın en iyi tesisatçısı kendi işini kurmadığı sürece belli bir yere kadar ilerleyebilir.
Tüm bunlar bir erkeğin karşı cinsiyete olan tutumuyla sınırlıdır. Kadınlar rüya katilleridir. Öyle bir amaçları olduğundan değil, erkekler düzenli bir seks kaynağı ve bununla beraber gelen sorumluluklar için tutkularını feda etmeye çok hazır oldukları için. O yüzden evet, en az direnç olan yolu seçmektense kendini geliştirmek daha iyidir. Bu, üniversiteden mezun olana, 30 yaşınıza ve kariyerinizi düzene sokana kadar avlanmamak anlamına gelmez, Monogamiyi, onun sınırlayıcı etkisini anlayana ve hırsların, tutkuların açısından tatmin edici derecede başarılar elde edene kadar düşünmemen anlamına gelir. Aynı zamanda kadınların hayatında bir tamamlayıcı olması gerektiği ve hayatındaki planlarını desteklemeleri anlamına gelir. Bu hayattaki büyük tehlike çok yükseği hedefleyip başarılı olamamak değil, çok düşüğü hedefleyip başarılı olmaktır.
2 Comments
Abi selam bugün haçlı bir kolye beğendim ufak boy, zarif birşey kazak ve tişörte de efsane gidiyor.Bu kolye ile setlere çıkmak, açılışlar yapmak bana daha serseri,piç bir hava katacağı için faydalı mı olur yoksa kızların gözünde hristiyan, özenti veya itici olarak algılanıp setlerimden alacağım başarıyı azaltır mı? Fikrini almak istedim
Seninle inancınla uyuşmayan simgeleri, sırf dışarıdan ilgi çekmek için taşıma.